Takvim tarihlerden 18 Haziran’ı gösterdiğinde sabah 04:30’da
kalkıp hazırlandık, eşyalarımızı kapıya koyduktan sonra 8 yıl oturduğumuz eve
dönüp şöyle bir baktık, bir yanımız buruk, bir yanımız heyecanlı evin kapısını
kapatıp havaalanına doğru yola çıktık.
Evet bu önümüzdeki 1 yılı Londra’da geçireceğiz, eşim orada
iş kuracak, ben de 19 yıllık yoğun iş hayatından sonra çocuklarla daha yakından
bir zaman dilimi geçireceğim, çocuklar da doğal ortamda İngilizce öğrenmiş
olacak.
Bu kararı nasıl verdik, nasıl hazırlandık, neler yaptık vs
kısımlarına değinmeyeceğim, sadece karar vermenin hiç de kolay olmadığını
belirtmek isterim.
Şimdi tekrar yolculuğumuza dönelimJ
4.5 saatlik uçuştan sonra Heathrow havaalanına indik, 2 saat
evet yanlış okumadınız tam 2 saat pasaport kuyruğunda bekledikten sonra
bavullarımızı alıp havaalanından çıkabildik. Resmi işlemleri halledelim, ev
kiralama sürecinde kalalım diye daha önceden Airbnb’den 12 gece için
ayırttığımız eve doğru yola çıktık.
Airbnb’den evi nasıl seçtim:
- Havaalanından direkt kalkan mavi hat “picadilly line”a yakın olmalı
- Başka metro hatlarına yakın olmalı
- 2 yetişkin, 2 çocuk kalabileceğimiz kadar geniş olmalı
- Mutfak olmalı, 12 günca evde yemek yapıp yiyebilmeliyiz
- Daha önceden review yazılmış olmalı
- Çamaşır makinası
- Free wifi olmazsa olmaz
- Bilgisayarla oturup çalışabilecek masa
Orada işleri halledip koştururken ayy bir de çamaşır mı yıkadınız
demeyin, evet yıkadık, hatta her gün yıkadık. İngiltere’de yüzyılın ennnnn
sıcak yazına denk geldik, günde resmen 2şer lt su tükettik, İzmir sıcağını
aratmayan bir hafta geçirdik. Hatta geçen sene benzer dönem turistik
gittiğimizde kazak/yağmurluk modunda dolaştığımız tecrübesinden dolayı bavula
bu gidişimizde şort vs koydurmadım. Bütün İngiltere halkı atlet, şort, şıpıdık
terlik ile plaj modunda dolaşırken biz tişort, kapalı ayakkabı, uzun pantolon
sıcaktan kavrulduk. Neyse canım sene 1-2 hafta böyle sıcak oluyor sanırım,
yazlık kıyafetleri giyinip dolaşma için heveslerini alsınlar azıcık.
Çamaşır makinalı ev seçmemin diğeri sebebi de bu sefer hazırlanan
bavulun normal tatillerde hazırlanan bavuldan farklı olmasıydı. Malum
havayollarında kilo sınırı var, bu sınırı da günlük kıyafet ile doldurmak
istemedim, malum giden eşya kalacak, ev kiralandığında işimize yarayacak şeyler
olmalı, kıyafeti nasılsa yıkar yıkar giyeriz. Evet itiraf ediyorum, bavulun
içinde ütü, cezve, kahve fincanı, Türk kahvesi filan götürdümJ Eşim de ben de
laptoplarımızı aldık, öyle tabletten telefondan emlak siteleri dolaşılmıyor,
gece oturup bi facebook, instagram’a bakmadan gözlerim şaşı oluncaya kadar
Zoopla ve Rightmove’da dolaştığımı biliyorum.
Havaalanında bekle, ağır bavulları eve getir, üstüne 40 derece sıcak,
sabah 04:30’da kalkmış, uçakta film, oyun kurcalamaktan uyumamış 2 çocuk olunca
buranın saati 18:00, Türkiye’ye saati 20:00’de direkt yattık, yattığın yeri beğenmek
deyimi vardır ya, resmen durumumuz buydu.
Takipte kalın, macelarımızı yazmaya devam edeceğim J